Çarşamba, Eylül 17, 2008

belirtisiz nesne

ya.. ya.. yok bi şey... hayat normal seyrinde ilerliyor...
bir hayat beni belliyor.. bir ben onu... iyi zamanlarımdayım... mutlu denir di mi..
ama..
kendine dert arıyo demeyin... bi anlayın rica edicem...
resimleri silemeyişimi anlayın... çok adamdan bahsettim.. birini bu kadar çok sevdim anca.. çok adamı deştim... deştiğimden çok deşilmiş de olabilirim..
ama
bir tek buna bu kadar ... işte o eylem.. hani kalple ifade edilen.. genelde sandığımız çoğunda olmadığımız.. oldurduğumuzda koruyamadığımız.. koruduğumuzda kaybolduğumuz.. gidilen ama gitmeyen.. ya işte çoluk çocuğun üstüne şiir falan yazdığı şey.. ben artık bahsedemiyorum ondan herkesin bildiği ismiyle...

oysa bazen.. her şey çok gerçek oluyor.. en gerçek oluyor.. gerçeklere bağlı "ben"i bile şaşırtıyor... sona o gerçek göz göre göre yalana dönerken.. sen - ben - ya da.. yalana inanmayı kabul edememekten olsa gerek ... inançsız kalıyoruz... kalıyorum.. boş..
çivi çiviyi söküyor da.. o beton çivisi gibi mübarek.. onun izine giren hiçbir çivi durmuyor.. hepsi bir bir düşerken... içindeki delik baki kalıyor.. bir günbatımında bisiklete binerken sahilde.. gözden çıkyor.. gözden düşmüyor.. düşemiyor...

dedim ya.. su bu... elime akıyor.. koluma akıyor... koşuyorum deli gibi gözeneklerden çıksın gözlerim yerine diye.. olmuyor... ne su birikmiş içimde .. durmuyor.. "yaşlar kurur zamanla" diyor başka bir canımın içi olduğu yerden... nerdeyse ona inanasım bile gelmiyor... ayçiçeklerini, korkuluğu ve kargaları düşünüyorum.. su... dolabı açıyorum.. ona ait bir şey var.. altlara saklasam da.. biliyorum... orda... su... yazdıklarıma bakıyorum.. en çok satırı o işgal etmiş.. gözlerim yanıyor.. şarkı da tetikliyor... su.... çoğu zaman gelmiyor aklıma.. tek teselli bu oluyor.. beni bir tek çok yakından tanıyanlar biliyor.. değmez derken... derlerken... belki de daha erken.. bilemem... ama işte böyle bir akşamda bile... durduk yere... durgun durgun.. su...

yaşa hayatını diyorsun... yaşıyorsun.. seviyorsun da üstüne.. dokunuyorsun da bir başkasına icabında.. güzel şeyler oluyor... bitiyor.. oluyor.. bitiyor... ölene kadar yaşıyor.. bir o ölmüyor... geliyor işte.. belki sabah gidecek... ama bu gece geldi işte.. yetmez mi.. bir kere bile gelmiş olması onu unutmuş olmamı yalan yapmaz mı...

herkes güzli öznelerden bahseder ... başka öğeler de var oysa... bir belirtisiz nesne var mesela.. adı var.. soyadı.. anlaşamadığı bir annesi... onu korumak isteyen bi ablası.. sevdiği bir yeğeni... izmir'de bir evi... istanbul'da bir toz gibi savrulduğu yaşamı.. geride bıraktığı 34 yılı... kadınları var... dağ başında içtiği rakısı.. sabaha karşı bir kadına sarılarak dinlediği keith jarret'ı... cüzdanında bir çikolata paketi var üstünde "do you love anyone enough".. yazan.. ona "no" dedirten eylemleri... onu bekleyen ama kaçtığı bambaşka bir şey var.. vardı... ve bu nesne'nin bir de maalesef başkasıyla bile olurken hala ona ait bir kadını var...

her şeyin bittiğini en iyi bilenlerden biriyim belki de... geçişsiz bir yüklemle kurduğum cümlede nesne de olamayacak elbet.... yakın olmalı.. ama bugün değil.. henüz değil... yarın olabilir... kasım'da falan olabilir... seneye belki... şimdilik sevebiliyorum... yaşayacak kadar... ama o gibi öldürecek kadar.. ona daha vakit vardır sanırım.

hiç utanmıyorum di mi...
en azından içimde man vs self tarzında bi conflict yok....
o var..
derinde bi yerde.. çıkıyor böyle.. suyla birlikte... varlığını reddedemeyeceğim kadar var...
olsun.. varsın olsun... ağlatsın ( bak su demedim ) öfkeye sarılmış kırgınlığımdan... canı sağolsun...

yalan olsun isterse... ne fark eder ben doğru olduktan sonra..
bana bir girmişse ona on girmiştir elbet....
hayat 30 yıldır benden yana....


2 yorum:

aahmetcelebii dedi ki...

heyy güzel iş çıkarmışsın. Varsın olsun kırılsın gücensin değsin değmesin, bu kaderimiz..

joone dedi ki...

değdiği kadar.. olduğu kadar..

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket