Perşembe, Temmuz 17, 2008

..


bu sefer çizdiği şeyi çattadanak buraya koymaya yüzüm tutmadı.. ben ona en az elli kez dedim "olm sen çiz ben yazayım" diye ama o tembel işte tembel.. ben de nasıl olsa kızmaz diye çalmıştım bir kez ama ikincisini yapmak artık insanlığa da sığmaz di mi:)
o yüzden şuraya bakmanız lazım.. akademik dürüstlük böyle bir şey olmalı...
şunu yapmaya uğraşmadığım bir günüm olmadı.. belki de ondan habire kaybediyorum haberim yok:)
ha onun dışında ne yapıyorsun dersen.. bu "aklımın evine varma" sevdasından ve de artık kafamı hiçbir şeye toplayamadığımdan "bir kendime gelene" dek dolanıyorum.. bu dolanma mevzuunu zaten bilirsiniz ezelden beri sevdim:) bu aralar bir de amaç katınca tadından yenmez oldu.. önce memlekete gittim bi haftasonu.. bi boğaz.. biraz bira.. bir miktar eski dost falan.. sonu beter oldu.. dönerken gene sinir harplerine maruz kaldım..
sonra bir gün iskeleden geçerken.. "ya kaç senedir buraya geliyorum.. burada yaşıyorum.. şu feribotlara binip bi yere gitmedim" dedim.. kendimi ilk kalkanla denize attım.


ahanda böyle bi şey oldu... Avşa'ya gidiyormuş kendisi.. hiç de ıssız olmayan bir ada modeli.. ama ada fikri yetti.. 2 saat deniz üstünde öylece yol almak bile yetti hatta... gider gitmez tuhaf ve komik bi kadınla tanıştım.. Havva Ana.. heh.. bir yere yerleştim.. çantayı attım odaya.. bi de şey var orda.. tek kişilik oda vermiyolar.. hatta biri şey dedi.. "bir bay bulsana yanına.." yuh ama yuh.. ben niye gelmişim sen bana ne diyosun.. aynı bu noktada konurcandan bi arak daha yapıp iki mide çizimini mi şeyetsem.. yok yok..
neyse sonra hemen biralar alındı.. gün batımı var orda.. adayız ya.. kaçırmamak lazım.. valla gerçekten de güzel battı... onu batırırken birkaç defa asphalt world, cinema, bol tom waits.. bol keith jarret ( evet dinledim.. okuyosan duy sesimi:) - o gece sabaha karşı dinlediğimiz gibi değil ama dinleyebilmeyi başardım ) dinledim... şöyle oldu..


tabii dinlenen müzik ve gün batımı ruh halinin gene içine etti.. gidildi balık yenildi.. biraz iyi geldi.. ( ama bizim mutfakta son gece yenilen somona benzemedi di mi ) gün batımı önünde fotoğraf çektiren aynı ayakkabıları giyen çiftlere bakıldı.. tam vıdı vıdı yapılırken birden dank etti.. "pardon da.. çekirdekleri ve aynı ayakkabıları olabilir.. ama an itibarıyle kimler daha mutlu dersin".. sonra sustum. Biraz bisikletle biraz bisikletsiz dolandım durdum.. biraz daha içtim.. ( hem drink hem smoke manasında )
ve sabah oldu.. 5'te çıktım odadan.. 6 feribotu için iskeleye giderken.. bir çay içtim sahilde.. gün yeni aydınlanıyordu. Güzeldi.. Ya da hiç güzel değildi.. ya aslında bu günün saatlerine falan takmamalı bu kadar di mi.. mesela öğlen vakti üvey evlat mı.. hiç atraksiyonu yok diye sevmemek mi lazım:) tamam sustum..
bindim feribota döndüm işte o oldu..
tabii yetmiyor.. kendime getirmiyor... dün gece ordan taşıdığım şarapları içtim...
gene olmadı.. - e yalan yok olmadı napayım - öğlen kalktım ocaklar tarafına doğru bir bisiklet yolculuğu yaptım.. fazla değil 20 km falan.. o biraz keyif verdi..
yarın...
yarın falan da yok...

0 yorum:

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket