Pazar, Temmuz 13, 2008

full stop



işte buydu üç gün önce yazılan... bugünü bekleyen..

sana bunu şimdiden yazıyorum çünkü cuma günü oraya gelmeyeceğini, haber vermeyeceğini, ne hissedeceğimi şimdiden biliyorum..
belki de bunu kendime bile bile yapıyorum.. sana nerde olacağımı söylerken aslında "gelmesin de iyice kırılsın kalbim" diyorum içten içe.. çünkü minicik de kalsa.. geride kalan bile seni seviyor şu anda.. yokolsun ki sen de yok ol...

ileti geçmişlerini okudum bugün.. söylediklerini düşündüm.. erzurumdaki günleri..
hayatımı düşündüm..
hayatını düşündüm..
seni haklı çıkarmaya çalıştım her seferinde.. dünyaya bir erkeğin, dünyaya senin gözlerinden bakmaya çalıştım.. anladığıma şaşırmadım.. birçok şey haklı çıkardı seni..
ama bir şey vardı ki..

aşk falan değil bu.. ben o kadar basit bir duygudan ağlamam bu kadar.. o mutlu ya da mutsuz eder beni.. yok da olabilir var olduğu kadar.. o bir ihtimaldir.. onsuz da yaşanabilir.. terk edersin.. terk edilirsin.. durmaz ya dünya.. bi itersin döner yeniden.. güzel sevdim güzel sevildim.. her zaman bitme ihtimali vardır.. yaşanan kar kalır.. ama zararın neresinden dönülse kar değildir işte.. sen bana onu yaptın.

bunu buraya yazınca.. okuyan herkes anlayacak.. ama sen anlayacak mısın bilmiyorum.. sana aşık olduğumda da buraya yazıp biri çıksın söylesin ona demiştim.. gene yardım ederler sanırım.. çünkü bazen kim yakın kim değil belli olmuyor.. senden çok yaklaşanı olmamışken şimdi görünmeyecek kadar uzaktasın.. ufkumda bile yoksun..

nasıl desem ki sana..
hazmedemediğim ne..
ben ki her zaman açıktım.. ben sana neleri açtım.. bu sana bir sorumluluk versin diye değildi ki.. ben seni elinden tutup sürükleyecektim.. çabaydım boktan hayatlarımızda.. sen gitsen de olurdu gelsen de olurdu..
ama..
ama işte..
zaman.
zaman vermez miydim sanıyorsun.. ama sen benim bir gece otobüste nasıl ağladığımı biliyor musun
bir günlüğüne trakyaya gidip gelirken o saatlerin ne kadar uzadığını.. o yolda yalnız olmayı...
çay içerken bile gözlerinin dolmasını
..
ya ben sana daha açık söyleyeyim..
en açığını söyleyeyim..
ruhunu bedenini geç... hayatını açtığın erkek tarafından
adam yerine konulmamayı kabul edemiyorum
terk edilmeyi bile hak ediyor olabilirim
ama bu duyguyu yaşamayı reddediyorum.

dibine not: dünyaya neden başkasının gözüyle bakmaya çalışıyorum ki.. o haklı olsa kendince.. ne yazar.. kendi gözleriyle kendi dünyasına bakmaya korkan bu adam için... olmamalı böyle.. diyerek .. kendi gözlerimi kendi yoluma diktim.. ve kendi tarafımdan görünce.. öyle bir koydu ki yapılan..
dibine not2: cuma gecesi sevgili subraindog'un söylediği bir şey aklımda hiç çıkmayacak hiç..
dibine not3: çok güzeldi konser.. ama ondan da güzeli.. sabaha karşı boğazın diğer kıyısına geçerken hissettiğim duygunun temizliğiydi.. az önce paramparça olmasına rağmen..
dibine not4: öyle büyük bir ders aldım ki... kimse "ben" kadar aşık olmasın..


fondaki müzik: Brett Anderson - The Asphalt World - Live at Union Chapel 07
ve ardından.. Brett Anderson - The Asphalt World - Mermaid London 08.07.2008 ( bu daha çok büküyor )
ve ardından Suede - The Asphalt World - Live at Phoenix 1995 ( buna bir şey demek zor.. yağan yağmurdan mı.. solodan mı.. davuldan mı.. benden mi bilinmez.. acaip bir son vuruş.. )
fondaki ruh hali: tamirdeyim gelicem..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

aslında soru şu olmalı hayat basitse biz neden zoru yaşıyoruz.. adam olmak zordur aslında o adamı bulmakta zordur ahpabtan tavsiye(şu anda bulunduğun yeri hayal ediyorum we sana şunu söylüyorum)(bütün gür otur güneşi kahveyle karşılayıp şarapla uğurla) eminim mutlu olucaksın

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket