Perşembe, Şubat 07, 2008

yalansan yalanı severim

bir insan..
düzeltiyorum.. bir kadın..
düzeltiyorum ben.. ben nasıl aynı anda hem çok mutlu hem de ölesiye mutsuz olabiliyorum.. nasıl oluyor da hem çok özel hem genel.. hem uzak hem yakın.. hem aşık hem öfkeli olabiliyorum.. ve tüm bunların üstünde düşünüyorum tekrar tekrar.. hepsi var.. ne eksik ne fazla..
ve hepsinden önemlisi şu anda içmeden nasıl duruyorum.. sanırım gerçekten büyüyorum .. sonunda büyüyorum... biraz eninde sonunda tadında oldu ama oldu..
hatalar yapıyorum.. bilerek seçtiğim için sonunda hiçbir zaman kendime kızmadığım.. yırttığım.. kurtardığım hatalar yapıyorum.. ama bazen kafamı öyle bir karıştırıyorlar ki.. netlikten gerçekten yana hiçbir sıkıntısı olmayan bu "ben" bile durup kalıyor.. durup kalıyorum... ne gidiyorum.. ne dönüyorum.. hani bir yazı vardı taa ne zaman yazdığım.. mahallenin delisi hatırlar elbet.. "bir cümle kuruyorum.. başlarken bi yenisine nokta koymuyorum.. bir nefes alıyor.. bir noktalı virgül koyuyorum.. devam ediyorum kaldığım yerden.." böyle bir şey olmalıydı sanırım.. ama bazen öyle bir şey oluyor ki.. değil cümleme bir noktalı vürgül koymak, kendi yazdığım cümleme gelip başkası bir nokta koyuveriyor.. nokta koysa iyi.. üç nokta koyuyor.. ve sanırım yine yazdığım şeyi bir ben bir muhattabı anlıyor o kadar...
halbuki ben ona bir defter dolusu cümle adamıştım... burçlara bağlayan da var bu deli dellenmiş halleri zaman zaman.. bu sabırsızlık.. bu içindekini tutamama halini doğduğum güne bağlayan bir zihniyet de var aslında.. keşke ben de ona bağlayıp tamamen kurtarsam paçamı bu sefer de.. ama defter bana bakar şimdi ben deftere.. defter susar.. o susar... bi ben susmaz.. bi de kalem... oysa bizim susmamız gerek.. yapamadık.. yapamadım..
oysa ben seçebiliyorsam... bana verilmiş bu yetiyi bu kadar hoyratça kullanıp tüketiyorsam zaman zaman.. onun da yapması lazım.. arada kalmamak lazım.. hadi beni geç.. ben kimim ki daha bu saatte sana.. ama kendine anlatması lazım.. ben kanarım..saflıksa saflık olsun.. ama o bir adam.. o yapan.. ben yapılansak sonuçta.. onun iç organları da sızlıyorsa az biraz... bakakalıyorsa bir geminin ardından... bana değil kendine laf anlatması lazım değil mi eninde sonunda.. insan karşındakine bahane üretir de.. kendini inandırmış mı olur gece yatağına yattığında..
ben de istiyorum böyle arada kalmak.. ben de istiyorum ben bir sonuca varamıyorum demek.. aynı anda hem "aklımdan çıkmıyorsun" hem de "karar veremiyorum" demek.. bunu bir kez de ben yapıp karşımdakine bu hissi yaşatmak istiyorum.. sonra bir ayna tutup dünyaya.. herkese göstermek istiyorum bir kelime bile etmeye gerek duymadan..
sıkılıyorum..
ızdırap umrumda değil.. o bedeldir.. kalan ya da giden olmakla ilgili değildir... o ızdırap kiminin çektiği kadar deşmez beni böğrümden.. deşse de ölmem ben.. hatta deşsin mümkünse.. ama doğru olsun bana... açık olsun.. kararsızlık kan kaybından götürür beni de istenmemek hiç koymaz...
karıştırmayın beni artık..

dibinin notu: anlatacaklarım var elbet ne yaptım ne ettim tatilde.. sonra ama... az zaman bana..
dibinin notu2: Joshua Tree'yi hatırlar konur elbet... artık bir ağaç daha dikmek lazım yanımıza..
dibinin notu3: bir de konurcanım bak ne geldi aklıma.. hani arabayı çizmesinler diyoruz ya... bi kulüp kursak... arabası her daim çizilenler ama ona rağmen arabayı aynı yere bırakmakta ısrar edenler... kaç kişi buluruz

edit: bu da tek güzel şey http://catlakpatlak.blogspot.com/2008/02/bal-sonradan-koydum-ben-zet-verdim-sen.html

4 yorum:

Adsız dedi ki...

ben gelirim

mahallenin delisi dedi ki...

eee, şey o noktalı virgüllerden koymayı bana da öğretir misin acep?

Adsız dedi ki...

öğretirim... devlet vermiş diplomasını bir kez...

Adsız dedi ki...

eed +1. ben de varıımm.. :(

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket