Salı, Temmuz 24, 2007

düzeltme yazısı

yalan söyledim..
siz bu kadını da.. adamı da tanıyorsunuz.. bu kadınsa, bu adamı iki yıldır tanıyor. Bu ve bundan önceki bloglarda, ikisini de bol bol okudunuz.. ama ben yine de kim olduğunu söylememeyi tercih ediyorum..
2005 Haziran'dan beri ne varsa döktüm saçtım buraya.. babamdan, oğlumdan, dostlarımdan, öğrencilerimden, fırtınalarımdan.. neyim varsa yani.. cümlelerle.. cümleten..
yalnız olduğumu da bilirsiniz.. kolumdaki "III" dövmesi bir sebepten ordadır.. ne der şarkı: "sözler sahteymiş çek kendini adım adım.. yüzler belliymiş yağmurlarda aradığım.. bulamadığım" birisi de gelmiş kazımış bedenime işte..
bilirsiniz inatçı, sabırsız ve zararla oturacak kadar açık olduğumu.. ama durup durup bulduğum şeyi kaybetmemek adında yaptıklarımın bedeli de bu derece incinmek olmamalı.. yanlış anlaşılmamak için anlattığım ne varsa hızla geldi çarptı yüzüme.. tokat gibi benzetmesi az kalır.. başka bir şey bu.. sanki bir el içimi sıkıyor.. oturup yazarken, gözümden bir damla düşüyor kağıda, siyah tükenmez kalemimden çıkan kelimeleri dağıtıyor.. hoşuma gidiyor etkisini görmek.. ve susuyorum o anda.. derinden bir iç çekmesi.. başımı kaldırıyorum, başım öne düşüyor.. alışık olmadığım bir şey bu ( müstahak diyen de haklıdır o anlamda ) güçsüz bırakıyor.. gözlerimi kapatıyorum.. gözümün önünde aşk beliriyor.. alışık değilim ben böyle bir acıya.. söylediklerinin değil, yaptıklarının gerçek olduğuna inansam da.. kulaklarımda bir ses var bir türlü susmuyor.. sevmeyen adam öyle bakamaz, dokunamaz diyorum.. ama o sevmiyorum derken bana ne düşüyor..
nasıl anlatsam size daha açık..
hani acı çekmesin diye vurulan yaralı atlar olur ya.. onlardan biriyim sanki.. belli ki düşünülmüş.. ben bu kadına ne dersem.. ne yaparsam, ardına bakmadan koşarak gider benden.. ne dersem can çekişmeden ölür.. belli ki bulunmuş.. çünkü bu sefer gerçekten ölüyorum..
ama bil ki.. bilin ki.. sabahları bisiklete binerken, akşamları balık tutarken, geceleri içerken ve yazarken balkonda, yürürken, yüzerken.. acı çekiyorum.. ve zaten en çok çekeceğim acı bu olurdu, ona yanıyorum.. kemikli yüzünü, koca burnunu, saçlarını, uzun parmaklarını, belindeki kemerini özlüyorum.. geldiğinde görüşürüz.. nokta.

dibinin notu bir: annemin en yaşlı arkadaşıyla buluşucaz bu akşam saatlerinde.. adı ninoş.. ( adı değil tabii ) 73 yaşında.. emekli bankacı.. çocuğu yok.. kocası yıllar önce ölmüş.. gerçek bir huysuz.. sabit fikirli.. herşey hakkında görüşü olan.. yeni olan herşeye karşı.. tahammülsüz.. ve biz gerçekten iyi anlaşıyoruz.. akşam denize girip ( o girmez sanırım :) bira içicez sahilde..
dibinin notu iki: son bir hafta burada.. belki ankara iyi gelir.. belki biraz da kızılay'da ağlamak gerek..
dibinin notu üç: bugün herkes hayko'dan "sıkı tutun"u dinlesin..

4 yorum:

oky dedi ki...

dinleyelim madem.

joone dedi ki...

dinleyin tabii.. hepiniz dinleyin.. introsuyla dinleyin ama üşengeç olmayın..

Adsız dedi ki...

bişiler yazdım sonra sildim..
ama yine de bi merhaba demek istedim...

Adsız dedi ki...

aşık olmak büyük cesaret ister hocam.. sonu acı bile olsa.. yapabildiğiniz için sizi bi posta tebrik edip hatta hayranlığımı anlatmak için kendimi de yırtmıştım yine bi bar fly akşamı.. ama ossun bunu yapamayan utansı büük acı çeksin.... ankarada görüşmek üzere.. hatta oturup sabaha kadar içmek üzere hoşçakalın.....

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket