Salı, Ocak 15, 2008

III-IV

sen ne yaptın ya..
pardon düzeltiyorum
siz ne yaptınız böyle?

şarkılardan geçiyorum birer birer.. evet bu da güzel belki.. ne güzel söz yazmış adam bravo.. o ne güzel piano öyle.. ama olmuyor.. dönüyor dolaşıyorum "3" te kalıyorum.. anlatıyorum.. anlatıyorum.. yetmiyormuş gibi geliyor.. ne desem olmuyormuş gibi hissettiriyor.. ve yetmezmiş gibi .. adam götüne "4" ü de takıyor.. susmuyor.. saatimi ilerletiyor..

üç yeterince yeterken birden dört başlıyor.. anladığım anda gözlerim kapanıyor... dinlememek istiyorum.. aklıma neyi getireceğini bilmiyorum.. ama notanın güzelliğinden olsa gerek sesi kapatamıyorum.. birol bey'e intihar mesajımı yolluyorum..:) belki bir tek o anlıyor beni bu şarkının niye bu kadar etkilediğini

gidiyorum.. geriye geriye..

kaybolan içimdeki çocuktu yeri dolmayan

ne zaman kaybolduğunu düşünüyorum.. 12 temmuz 1998 belki.. belki 18 eylül 1999.. belki 1 mart 2007... seçemiyorum..

görmüyor musun kabuk bağlamıyor kanattığın hiçbir yaran..

suçlu ilk yaralayan mı.. kabuk tutturmayıp kanatan mı.. yoksa yarasını kapatmayan. .gel de didikle der gibisinden yeni gelene doğru uzatan mı..

acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin..

yok... kim benden iyi bilir ki.. zaten boşvermek dediğin nedir ki..

saat üç
belki ayaktayım..

saat dört..
eğer ayaktaysam seni düşünüyorum.. 10 yıl çarpı 365 günden verdiğin hasarı düşünüyorum.. ve kendimle bir kez daha gurur duyuyorum.

dibinin notu: evet..üç'ün altına bir "dört" dövmesi yapılacak... o ikisi birbirine bağlanacak... var aklımda bir şeyler.. ve o kol nihai halinden sonra mutlaka o cümleleri kuran adama gösterilecek

dibinin notu2: kendimi tanımanın mutluluğunu yaşıyorum

0 yorum:

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket