"watch her disappear"

.. bir Tom Waits şarkısıdır.. çok çok sevdiğim bir adamın kendisi için "sesine gay olurum" dediği güzel sesli.. güzel sözlü.. şarap tadında şarkısı..

her zaman dinlediğim albümü bir kez daha dinlerken.. takıldım işte.. fındık kabuğum fiberoptik kablonun diğer ucunda "huzura gittiniz mutlu oldunuz" diyor.. dışarda belki kar yağıyor.. yağmasa da yağmış olan erimiyor.. sınandığım aklıma geliyor.. sadece aklıma gelse iyi; kalbime de geliyor.. gitmiyor.. düşünüyorum.. düşünürken telefonum çalıyor.. on yılımın katili arıyor.. konuşasım gelmiyor.. ortak paydamız var.. konuşma mecburen 2 dakika 18 saniye devam ediyor..

telefon kapanıyor.. bu gece bir daha çalmayacağını ümit ediyorum.. ümit ederken "watch her disappear" kimbilir kaçıncı tekrarını ediyor.. aklıma ( bu sefer kalbime değil ) Tom Waits'i çok seven bir zamanlar "çok sevilen" geliyor.. onun aklımdan gitmesi için ne verdiğimi düşünüyorum.. düşünmek istemiyorum.. gidiyor..

camdan dışarı bakasım var.. bakmayacağım.. beyazı göremem.. ama beyaz olduğunu bilirim.. görmeden bildiğim birçok şey gibi.. o gibi.. ve hatta o gibi.. görmesem de olur.. kimse bana bir şey demese de olur.. ben bilirim..

canım içmek ister.. içmem.. elma yemek ister.. yemem.. konuşmam.. ya da susmam hiç, bir alternatifi olarak susmanın.. Tom Waits kimbilir kaçıncı kez "the air is wet with sound" der.. bir satıra yüklediğim anlam beni bile güldürür.. bana bile güldürür.. bedenime kazıtacağım üçüncü şekli hayal ederim.. bir an önce olsun isterim.. ben.. öyle sanılanım değil mi.. "bir an önce olsun isteyen.." oysa sebat nedir.. onu ben bilirim.. beni tanımayana.. en az o şarkının o satırı kadar gülerim..

son kez "I hear your champagne laugh" derken..
son kez dinlediğimden eminim..