Cumartesi, Ekim 06, 2007

iki ben bir sen..

Farzedelim ki... iki tane ben bıraktım, benden iki tane saldım sokaklara.. ikisi de senin evine geldi.. ikisi de sevdi seni kendi çapında.. biri bir resim astı duvarına.. iki gülen yüz vardı o resimde.. biri sen, bir bir ben.. benden biri.. bir sokakta, bir merdiven başında.. halılar sarılmış da atılmış bir okulun önüne..
Diğer ben geldi çıkardı o resmi olduğu yerden.. sadece çıkarmakla da kalmadı; çivisini söktü kerpetenle bir daha gelip de asmasın diye diğer ben..
Resmi asan ben geldi duvara baktı, sinirlendi.. çalışma odana girdi.. bir kalemlik koydu masanın üstüne.. içine de iki tane kalem.. biri kalın kesik uçlu bir esgiz kalemi.. diğeri ise siyah bir tükenmez kalem.. sen gelince ilk bulduğun kağıda – defter sevmezsin sen bilir o ben – yazarsın belki diye beni.. ya da bizi.. bizleri..
Diğer ben geldi önce esgiz kaleminin uçlarını kırdı.. sonra tükenmez kalemin içini çıkardı.. plastik kısmını kırdı.. kalemliği aldı eline, içine başka kalem koyma diye, yazma diye, hatırlama diye camdan dışarı attı..
Kalemleri koyan ben geldi.. tüm odaları bir dolaştı.. mutfağa gitti.. bir çaydanlık buldu.. çay yaptı.. kokusundan belliydi, çok güzeldi.. iki bardak aldı dolaptan, ikisine de çay koydu.. mutfak masasının üstüne bıraktı.. ve uyanmanı bekledi.. sen gelince hatırla diye... bu benin hiç çay içmediğini.. ama seninle marmaraya bakan anadolu’da arka arkaya iki bardağı bitirdiğini.. bir bardak çay hatırlatır mıydı.. görecekti.
Ama diğer ben geldi iki bardağı da lavaboya boşalttı.. yetmezmiş gibi bardakları kırdı.. elleri kanadı. Umursamadı.. kanın tadına baktı.. musluğu açtı.. ellerini yıkadı.. mutfak havlusunu aldı.. ellerini sardı.. ben’i senden ayırmak amacı uğruna eldeki birkaç damla kan mübahtı.. kapıyı arkasından kapadı..
Oturdular birlikte salonun bir köşesine..
Uyanmanı beklediler..
Uyandın..
Tuvalete girdin..
Geçerken koridordan resmin çıktığı yere bakmadın.. duvardaki deliği görmedin çividen arda kalan..
Masana gittin.. bilgisayarını açtın.. kırılmış siyah tükenmez kalemin plastik parçalarını farkettin.. avucuna topladın.. masanın altındaki çöp kovasına attın..
Mutfağa gittin.. havlunun olmadığını farketmedin.. çaydanlıktaki soğumuş çayın bir gece önceden kaldığını zannettin.. döküp yeniden demledin.. dolabı açtın.. bardakların eksildiğini görmedin.. belli ki sen yaşamına devam edebildin.. sen ben’lerden birini eksilttin.. kıran, döken, söken, elleri kanamış, senden çaldığı havluya sarmış beni bıraktın.. tercihse.. yaptın..

3 yorum:

Adsız dedi ki...

way a.q insanı şizoya baalıo bu yası yaa... hojam artık bunnarı bi kitapta toplasak imza günüde de tekila bira daatsak nassı olur diorum:)

Adsız dedi ki...

Brehhhhhh anasını be.

Adsız dedi ki...

tercihse.. yaptık.. :)

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket