Çarşamba, Ağustos 08, 2007

ne oluyo orda..

yani gerçekten yazacak bir şey olmadığından değil, ilk defa zamansızlıktan yazamıyorum.. bırakın bloga yazmayı, deftere, kağıda bile yazamıyorum.. yani biyolojik dengelerim ağustos ayında bu denli çalışmaya alışık değil.. benim yılın bugünlerinde erdek'te yatıp denize girmem ya da balık tutmam gerekiyordu.. ama şimdi ne yapıyoruz.. anlatalım..
31 temmuz itibarıyle ankara'ya geldiğimde.. üniversiteye geldim.. odama yerleştim.. bi tanecik.. tıkış tıkış mertebesine bile ulaşamamış bir bavulla.. sonra diğer elemanlar birer birer geldiler.. salı günü tanışma falan.. sanki bbg evine giriyoruz kardeşim.. ama yani bünyesinde yayma ve yayılma olan bu insana birden salı sabahı itibarıyla içine girilen tempo acaip ağır geldi efem.. ilk haftam envai türlü seminerin kahve aralarında ayılıp bayılmakla geçti.. bi de demezler mi ctesi de eğitim var.. olsun.. bi kere aklına takmış bu kadın istanbula gidecek.. neyse.. gitti.. ve geldi..
ikinci hafta..
seminer sayısındaki önemli azalma sonucunda, bölümlere ayrılıp müfredat hazırlama işine dalındı.. hazırlık programının academic writing ( ıyyy deme çok severim ben ) kısmına atladım tabii.. herkes bi bilgisayarla bi köşede bi şeyler yapıyo.. gün sonunda ortak bi karara varıldı: "bunlar bizi kendi halimize bırakınca daha çok çalışıyoruz".. o yüzden acilen sıkıcı seminerleri geri istiyorum..
bunlar dışında..
e ankara işte.. şehir olarak bakılınca bi numara yok.. ama sevene güzel.. ilk hafta özellikle akşamları çıktık.. iş çoğalınca boş vakitleri uyuyarak geçiriyoruz.. ( örnek..: bu akşam 7'de gelebildik odaya ancak.. duştan sonra sızmışım 9'a kadar ) bi de bi sportif olduk sormayın gitsin ( ayrıntılar ilerde )
e bunun dışında .. bilkent işte malum.. sular ankara'da kesik ama ben günde 3 defa duş alıyorum burda.. işte öyle bi durum.. ayrıntıya gerek yok..
e bunun da dışında.. öğrencilerle tanıştık.. hatta cuma akşamı erzurum gecesi yapıyolar.. hani hala pişman olmayan bi iki kişi kaldıysa o geceden sonra vazgeçsin diye herhal..
ve tüm bunların dışında.. umuyorum ki.. bi aksilik çıkmazsa sevilen bu haftasonu ankaraya geliyo.. sevilen deyip de seven demememin bi sebebi var elbet.. çünkü kendisi teoride hala sevgilim değil (miş ) .. hihihhi.. yok buna ayrıntı yazamam.. :)

dibinin notu bir: deli mimlemiş beni.. onu da şeyetcem bi ara.. görmedim sanma

7 yorum:

Adsız dedi ki...

"seçilmiş" bilkent öğrencisinin dersleri de başka olur herhal:) bu "sevilen" de baydı artık iyice.sanırım gerçekten "sevilen" ki bu kadar baymasına rağmen sabrediyorsunuz.söyleyin o dingillere(bilkentlilere yani) yormasınlar sizi:)

Adsız dedi ki...

sevilen.. evet seviliyor..
yorsunlar iyidir..
mutlu ettikten sonra:)

Adsız dedi ki...

banae yaa ben de o öörencilerden olmak istioruumm:( ben de didem hojamla ders işlemek istiorum.. bananee.. ben de lise 1 lise 2 mi geri istiorum p.e.t :) çözmek istiorum hatta dersi 30 dakka yapıp 5 hafta ileri olmak istiorum.. ders sonunda gülmketen karnıma ağrılar girmiş olaraksınıftan çıkmak istiorum.. bananeee ben de onlar gibi olmak istioruumm:((((

joone dedi ki...

those were the days di mi cimcozum.. :)

RaceDoctor dedi ki...

Oraya bir Niyazi Levent lazım :P

joone dedi ki...

aha bir AALli mi var burada.. naman nallahım:)

mahallenin delisi dedi ki...

teorisi mi var bu işin yahu, pratikte ne görüyor, ne duyuyor, ne hissediyorsak o!
değil mi yoksa. bilmiyorum aslında olmayadabilir.

ama mutluluk veriyor madem, ötesi berisi, teorisi uygulaması hiç mühim değil, bunu biliyorum işte =)

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket