Pazartesi, Temmuz 09, 2007

23 Kasım - bölüm I

O istemeseydi de yazacaktım ben zaten.. Hakkında söyleyeceklerim vardı çünkü.. Belki de.. şehrindeki son günde bir 17.30 - 19.30 arası, bira sayısındaki skor da 1-3 olmalıydı.. Benim biraz bulanmam, onunsa durulaşması gerekiyordu..Hani der ya en sevdiğim "şair" : derdini açman gerek dostunla tek atarak.. o misal yani.. öyle bir ortam, öyle bir zaman aralığı..
Kim dersen..
Sana kim olduğunu söylemem.. İsim vermeye gerek yok.. Kendisine de söyledim.."Bunun sana yazıldığını bir sen bileceksin, bir de senin gösterdiklerin..
Aslında "o", bu mekanda.. tarafımdan yazılmış bir yorumda.. bir rol kapmıştı büyüğünden.. ama onun da ben söylemem..
O..
Bir barda, siyah gömleği ile uzaktan bakarken farkettiğim.. galiba ilk önce gömleğine dikkat ettiğim.. ( hani siyah gömlek severler derneği gibisinden ) .. adından nefret ettiğim ( ama bilir sebebini kızmaz bana ) , kendine olan güvenini her zaman takdir ettiğim.. sağ dizinden problemli bir yay burcu erkeği ( yine )
Ben olduğum yerde dururken.. bilmem ki kaçıncı biramı kanıma karıştırırken ve "yoluna basıp giderken, su gibi akıp gider zaman" diye haykırırken, bir yerlerden çıkıp etrafımda görmeyi her zaman sevdiğim adam..ve bunu şu anda söyleyebiliyorsam ; bu, tekrarının olmayacağını bilmemdendir.. o da bu hikayenin en kötü kısmıdır, onu bilin..
O.. bir ahbap.. ben olsam başka bir sıfat bulurdum.. ama o, öyle diyor.. bazen kısaltıyor cümlelerini, bazen susuyor, bazen sevdiği filmi anlatıyor uzun uzun.. ama zaman az, zaman adi.. kendi de yazmış işte.. "çok geç tanışılmış" .. elinde yarım kalmış cümleleri..
o da ben gibi.. "karides" misali.. karideslerin kalpleri beyinlerindedir çünkü..onun da neyi sevdiğini bilecek kadar başında kalbi.. kendini zamana bırakacak kadar olgun.. çoğu zaman durgun.. sabahın 3'ünde Dream On çalacak kadar yorgun..
Keyifli bir adam.. "huzur" veren cinsinden.. nedir bilmem. .çok da tanımış saymam kendimi.. ama sözleir aceleye getirmez o.. sanki yıllardan beri düşünüyordur da siz daha yeni duyuyorsunuzdur..çok konuşma ihtiyacı yoktur.. düşündüğüne sayarsınız..
ben ona her baktığımda - gördüğümde demiyorum, baktığımda -bir önceki andan biraz daha fazlasını görüyorum.. her seferinde "zamandan" korkan bir adam.. ( ki vardır elbet geçerli bir sebebi ) ama beynindeki kalbini zamana bırakmayan bir adam.. ve sanırım şimdilik en çok bu yönünü seviyorum..
sadece bu kadar değil.. bunun bir ikinci bölümü de var.. ama film tadında, dizi değil..onu da yazacağım elbet..bu.. şimdilik.. ve biz gene döndük aynı şarkının aynı yerinde aynı şişeden bir yudum aldık.. : terk ettiğin şehirler.. yarım kalmış şiirler..
virgül.. ( noktalı virgül bile değil )

dibinin notu bir: hayır hiç alkol almadım bu gece
dibinin notu iki: hiç söylemedim ona, söylemeyeceğim de ama .. çok güzel gözleri var..:)
dibinin notu üç: yorgunum.. yorgunsun..

4 yorum:

Adsız dedi ki...

ama yeter canım ne bu bööle gelişim çeşmeye deiştirmişim hattımı insan gibi.. yeniden dönüşümü kutlarken hayata bu blog baaaamlılık yapıo illa ki her gün baakıorum beleşten wireless bulmuşus eve zaten baalantı bi kötü ama yine de oku.. hatta oku oku ağla... bu da insan.. bu da cimcoz.. ağlak oldm walla:)

Adsız dedi ki...

2 yıl olmuş..
2 yıldır hergün bakıyorum buraya
daha doğrusu ilk önce garden of stone sonra present tense ve almost human...
2 yıldır hergün bakıyor ve kendimden bişeyler buluyorum
ve gerçekten bi ağlağım...
ayrıca teşekkür ederim...

joone dedi ki...

yazan sizin kadar ağlamıyo .. :) bu da bi adilik olsa gerek...

Friedrich Camus dedi ki...

"Yazan sizin kadar ağlamıyo"

Ben bunu çok sevdim.

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket