Perşembe, Ocak 24, 2008

yedi haziran - bölüm II

yok canım ben değilim bu...
bu, arkadaşım eşşek... ben demedim kendi dedi..

kimdir.. eski dosttur.. herşeyden önce.. "eski"dir çünkü yıllar öncesine ait - ama gerçekten yıllar öncesine - bir yüz bir ses o.. "dost"tur çünkü.. on yıldan sonra sesini duyduğumda sevindiğim, sesimi duyduğuna sevindiğini tahmin ettiğim, sanki daha bir hafta önce konuşmuşuz gibi gülebildiğim bünyedir...

kimdir.. evliliğime sebeptir bir nevi.. bir ankara gecesinde 5 duble rakının üstüne sakarya'da karşıma çıkan.. "didem, seviyorsan bekleme, sevdiğini söyle" diyerek sarhoş kafamı gaza getiren bu adam... ben boşandım dediğimde şaşırmayarak beni tanıdığını da kanıtlamıştır:)

kimdir.. her ne kadar "sen benim gözyaşlarımı silerdin" dese de.. yani ben tam tersini hatırlıyorum... alemin "ağlak" ı ben değil miydim eninde sonunda... :) neyse ne.. ağladık sildik.. ağladık ama silinmedik di mi dostum..

kimdir.. radyoculuk günlerimden de dostumdur.. hatta radyocudur.. geçen akşam programını dinledim netten.. arkadaşım eşşek'i çaldı bana...:) ama ben eşşek değilim bak.. kibardır.. aramadık sormadıksa bunca zaman... eşşeklikten değil hayattan... sanırım aynı durum onda da geçerlidir...

kimdir.. 10 gün sonra antalyaya gidince boynuna sarılacağım, 10 yılımı anlatacağım.. artık kim ağlar bilemem ama paylaşmaktan zevk alacağım dostumdur.. iki bira ya da rakı kadehini tokuşturmaktan zevk alacağım.. yüzümüzdeki çizgilerin yaştan değil gözlerimizdeki "yaş"tan kaynaklandığı konusunda mutabık kalacağım sesi güzel arkadaşım...

evet..
sensin arkadaşım eşşek.. iyi ki geldin tekrar... silinmemek üzere ağlayalım ben gelince..

0 yorum:

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket