Perşembe, Ocak 03, 2008

sus

beni üzen insanlar... artık siz de üzülün lütfen ya... ben kendimi bu kadar gaddar sanarken bazı bazı... gelip geçenler.. siz nasıl olabiliyor da kelimelerinizle beni bu denli bıçaklayabiliyorsunuz.. hadi onu da bırakın; ben size bu izni neden ve nasıl veriyorum

ben neden akıllanmıyorum
neden her zorlamanın karşısında "defol git" demek yerine susup sadece bana bu zararı vermene izin veriyorum.. ben bu izni vermeye nasıl alıştım.. ben kesinlikle bu değilken nasıl oldu da ( ne zaman ya da ) sustum...

giden gitsin be canım.. gitmeyi hesaplayan zaten gitmeyecek mi eninde sonunda.. bu hesap kitap allahına kadar ters değil mi bana.. bir tane bile adam yok mu bu dünyada benim art niyetsiz içimden geçen her şeyi söylediğime inanacak.. söylediğim dışında hiçbir şey kurmadığımı, zarar da görsem yine aynı şeyi yapacağımı... neden hepsi aynı.. seviyorum derken.. bundan başka bir şeyi düşünmediğimi - bunun zaten tarafımdan düşünülerek kurulmuş bir cümle olduğunu - beni didiklememek gerektiğini, boğmamaları gerektiğini.. üstüme gelinmemesini...

sevilene vermediğim zamanın intikamı mı alınıyor şimdi bana zaman ver dediğim adam hayır şimdi söyle dediğinde.. bir yanlış yapmışım da zamanında şimdi o mu çarpılmakta yüzüme..

insan üzüntüden ağlar da.. üzüntüden kusar mı.. kusunca rahatlar mı...

hayatımda huzur istediğimi göstermek için birilerine daha ne kadar uzağa gitmem lazım benim... bakın bildiğiniz dağ... ve başka da hiçbir şey yokken camın dışında.. gece olduğunda evimin önündeki lamba yerdeki beyazlığı sarıya döndürürken.. benim evimin değil yanından civarından bile geçen yokken.. bana bu huzuru çok gören kim varsa.. onlar da üzülsün... beni anlasın.. anladığı şeyi görünce bir daha üzülsün...

bana uzaktan bakan.. baksa da göremeyen.. yakınıma gelmek yerine genellemelerle benim adıma düşünen.. söyleyen kim varsa.. ki onlar iki kişiydiler.. ikisi de anlasın artık.. ne dediysem oydu.. ama ortada "o" bile kalmadı... hayatımda tek istediğim beni değiştirmeyecek bir adamdı.. biri geldi.. yıllarca değiştirdi.. sonra değiştirdiği hali beğenmedi... şaka gibi.. biri geldi... söylediğinden değil söyleyemediğinden olsa gerek... içindekini büyüttü.. büyüttü.. kalbi patlayana dek sustu... yargıladı.. yargılandı... cezaysa.. iki taraf da fazlasıyla aldı..

ve en son gelen.. maruz kalınan bünyedeki tüm yara bereye rağmen hayatıma almakla atmış olduğum adımı göremedi... ben o değildim ki... ben bir başkası hiç değildim... benim için zordu böyle bir şey... ama o da değişti.. tüm tereddütlerime rağmen değişmeyeceğine emin olduğum kişi de kendini buldu sonunda.. halbuki ne de çok haklıydım ben.. kadındım ben... güvenmemekse.. sebepleri olan.. zamana ihtiyacı olan bir kadın.. ama anlaşılamadım..

şaşırdım mı..
şaşırdın mı..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

muhteşem bir yazı!

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket