Salı, Aralık 05, 2006

ankara'm gelmiş haber vermeden

yaşarken pek meraklı olmadığım ortam ve de şehir.. böyle yılda bir - iki kez aşermelerle çıkar karşıma... özlediklerim var belli ki... ve ne ilginçtir ki bu özlemlerin içinde hiçbir insan yok.. belki o insanlar artık yok; onu bildiğimden.. belki de insanları özleyecek zamanları geçtiğimden.. geçmiş benden gittiğinden.. böyle mekanlar ve olaylar var zihnimde...
mesela...
güvenpark'ta plastik bardakta içilen bira var.. onu özledim...
yerleşkeden kalkan bir otobüse binip saatler sonra görülecek sevdiceklerin özlemini özledim...
bahar şenliklerinde bölüme hiç gitmeden stadyumda sabah akşam içip konser izlemek var.. hatta bülent ortaçgil'e fırlatılan şarap şişeleri var.. ( tamam yaptık ama toplu bi eylemdi... sesi bile duyulmuyodu.. sessiz olun diye bağırıyodu bize.. ama tiyatroda değildik bülent bey.. stadyumdu orası.. bi de azarladınız ya sonra.. işte ona gelemedik.. pardon..:)
bi bisküvi otomatına sıkışan çokoprensi almak için toplanıp makinayı sallamak var.. onu da özledim.
medikoya gidip psikiyatriste bana anti depresan yaz diye yalvarmak var... yazardı saolsun
sonra üstüne içilen biralar var...
sallanmak var.. toplanmak var.. o yaşların kalp kırıklıkları var... onları ilaçla toplayıp birayla çarpmak ve de çarpılmak var...
sakarya'da içmek var.. Nil'e gitmek.. Kadir abiye bi okul tshirt'ü hediye etmek.. minicik - ama gerçekten minicik - bi mekana anca sığan müzik aletlerinden çıkan canlı müziği dinlemek ve mutlu olmak var.. biralara su katmışlar... içmek var.. çıkışta papatesli gözleme var.. son minibüse yetişip diğer sarhoşlarla okula gelmek var.. kapıda görevli kapıyı açtırır kimlik kontroli için; içerden gelen yoğun alkol ve kokoreç kokusuyla bayılacak gibi olur.. evet orda yabancı yoktur...
sen "İstanbul'a dönüşünü sevene" bakma.. ben oraya gidişini de severdim...
ama seneler oldu gitmedim...
dedim ya ara ara geliyo bu özlem... özellikle de bööle soğuk zamanlarda... çünkü stadyumun önünden bölüme giden yolda üşümeyi bile özledim..
sabah derslerine pijama üstüne giydiğim montla gitmeyi özledim... kitap dolabımdaki tekilayı... hatta inanmıcan.. yaşadığım o büyük acıyı bile özledim...
bıraksalardı beni.. o söğüt ağacının altında kalsaydım.. kimseyi suçlayamam... kendimi ben kaldırdım ordan..
ama bu bööle olmıcak... bi ankara yapılacak... yakın değil belki.. ama ya sömestrde ya yaz tatilinde.. eski dosta bi selam sallanacak...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

biz de burda olup gelişinizi bekleyeceğiz efenim.. (siz gelin hele, burda olmasak da geliriz gerçi)
Şimdi bak, araba henüz yok da sen gelene kadar alırım gibi gözüküo;) park ederiz arabayı odtü yurtlar bölgesine soora dolmuşla sakarya yapar arabaya dönmek için son dönüş dolmuşuna kasarız.. Hayır heyecan yaratmak lazım şimdi, taksi maksi bozar ambiyansı:)Özlemi duyulan günleri anışın ikinci ayağında ise içinde bira olan komünist arabayı* yüzüncüyıla parkeder, burdan edindiğimiz şişeleri ceplerde taşımak suretiyle ulu mekan stada gider akabinde donasıya içeriz...
Dur daha bi sürü planım var geliş tarihini belirle hele:)
* komünist bakkalı'da saygıyla anıyoruz böylelikle..

hayvanatbahcesi dedi ki...

ankara'da ancak askerlik yapılır bence ıyk, onu da yaptık bitti çok şükür, şimdi ankara severler alınr ama napiim, deniz görmeden yaşanır mı ya!?!

joone dedi ki...

yok alınmaz..
dört senem geçti kocaman kocaman..dolu dolu... belki de şehir değil özlenen sadece yerleşke

Yorum Gönder

 


. © 2008. Design by: Pocket