sanal cuma gecesi

sözde izin günüm.. az çalışılacak, öğleden sonra yatılacak gün.. nerdee...
bende azıcık şans olsa yağmur yağmazdı bi kere...
kafiye oluyo galiba hemen değiştireyim cümlelerimi...

iki gün fazla mesai ile geçmiş.. ( ama çok fazla ) bir haftadan sonra.. ayrıca ders dışı bi sürü ıvır zıvırla uğraşılmış bi hafta - eve iş getirmemem lazımdı.. ama bunun pazartesi'si de var di mi efendim... o yüzden bu haftasonu kesinlikle ertelemeyeceğim temizlik ve çamaşır ikilisine okul işlerini de katıyoruz ve bu haftasonundan da bi poh anlamıyoruz... eh be..

gözlerim yanıyo boğazım ağrıyo.. allaaam sesim kısılırsa pohu yerim.. sesim lazım bana.. ( hulen sanki Mariah Carey yazıyo..:) yoksa ben canım öğrencilerime nassı bağırırım ...:)
insan yorgunluktan da hasta oluyomuş demek.. ilginç ...

içimden 12-15 yaş arası romantik ve üç satırdan ibaret sakin sakin şarkılar dinlemek geçiyo.. bu arada mini jack'li sandığım mp3 player'ım normal jack'liymiş.. gerçi ben normal jack'li sanıyodum ..mini jack'li olduğu iddia edildi gene.. ne yani bendeki n+1 tane kulaklık oluyo buna işte... benim daha önceki tüm alet edevatım mini jack miydi o zaman.. yok artık ... ya ben niye salaklaştım bu kadar? kaç beyin hücrem kalmıştır acaba... 100? ..90?

prison break'in indirdiğim ikinci sezon bölümlerini mi seyretsem..
ya da film falan..
haa.. bu arada Stephen King'in "Desperation"ı seyrettim iki-üç gün önce.. güsel.. seyredilesi...
diyim dedim..

aslında var ya.. ben bu kadar yorgun ve uykusuzum ya..
aslında tüm yapılacak işlere yarın başlanabilir di mi.. evet ..evet...
:)